TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Lideri Şemsi Bayraktar, dolu ve fırtınanın vurduğu Çanakkale‘nin Biga ilçesindeki 45 bin dekar alanda ziyan göründüğünü belirterek, “Bu üreticilerimizi önümüzdeki yıl tarımda tutmamız lazım. Tekrar üretmelerini sağlamamız lazım. İşte bu manada bilhassa bankalara, kooperatiflere olan borçlarını uzun vadede faizsiz olarak ertelenmesi olağanüstü ehemmiyet kazanıyor. Çok fazla üreticimiz buradan ziyan görmüş durumda” dedi.
Çanakkale‘nin Biga ilçesinde 12 Ekim’de tesirli olan dolu ve fırtına Sinekçi, Güvemalan, Gerlengeç, Kanibey, Bozlar, Çınarköprü, Çeşmealtı, Eğridere köyleri ve Gümüşçay beldesindeki tarım topraklarında ziyana neden oldu. Çanakkale Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından bölgede hasar tespit çalışması başlatıldı. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da Biga’ya gelerek Çınarköprü köyünde dolu ve fırtınadan ziyan gören çeltik tarlasında inceleme yapıp, çiftçilerden bilgi aldı.
‘ÇOK ÖNEMLİ BİR AFETLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Doğal afetlerin son vakitte Türkiye’yi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Şemsi Bayraktar, “Doğal afetlerin sayısı da süratle artıyor. 2011 yılında yaklaşık olarak 300 civarında olan doğal afet sayısı, yıllar prestijiyle artarak 2023 yılında 1500’e ulaştı. 2024 yılında da 8 ayda 900 doğal afet yaşadık. Bunların da yaklaşık yüzde 22’si dolu afeti. Bu çok değerli bir sayı. Bugün Biga’dayız. Biga çeltik üretiminde olağanüstü kıymetli. Aslında Çanakkale hakikaten bir tarım merkezi. 28 eserimiz Çanakkale’de üretiliyor ve bu eserlerimiz Türkiye’de üretim sıralamasında birinci 5’in içerisinde. Yani bu kadar tarım potansiyeli yüksek olan bir vilayetimizde doğal afetin verdiği zararın boyutunu anlamamıza vesile oluyor. Telefonla da daha evvel bilgileri aldım. Geldiğimizde burada görüyoruz. Hakikaten de çok önemli bir afetle karşı karşıyayız. Bu bölgenin çeltik üretiminin yüzde 68’ini Biga yapıyor. Yalnızca çeltik üretimimiz ziyan görmüş değil. Yani aldığımız bilgilere nazaran yaklaşık olarak 45 bin dekar toprakta çeltik var, meyve var, zerzevat var, çok değişik eserler var. Bunlar ziyan görmüş durumda. Lakin çeltik eserimizin yüzde 100’ü ziyan görmüş durumda” diye konuştu.
‘DAHA FAZLA ÜRETİCİMİZİ TARSİM KAPSAMINA ALMAK ZORUNDAYIZ’
Bu afetlerin diğer bir açıdan kıymetlendirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Afetler artıyor, bu da Türkiye’de eser arzını yavaşlatıyor. Yani düşünebiliyor musunuz? Senede 1500 civarında afet görüyoruz. Vakit zaman sıcaklık vuruyor, vakit zaman gerisinden gelen yağışlar vuruyor. Yeniden vakit zaman dolu, don, hortum üzere birçok afete tarım bölümü maruz kalıyor. Bu arzı yavaşlatıyor. Fakat buna karşılık nüfus artıyor ve talep de artıyor. Arz yavaşlıyor, talep artıyor. Besin garantisinin sağlanması noktasında da bu afetler çok önemli bir tehdit oluşturuyor. Bunun önlemlerini almak lazım. Çiftçi açısından baktığımızda kesinlikle üreticilerimizin TARSİM kapsamında eser sigortasına geçişi olağanüstü değerli. Bununla ilgili üreticilerimize gerekli kolaylıklar, prim ödeme kolaylıkları sağlanmalı ve daha fazla üreticimizi TARSİM kapsamına almak zorundayız. Bu afetle alakalı bir kıymetlendirme yapmak gerekirse üreticilerimiz takdir ederseniz ki bankalardan borç olarak, tıpkı ve nakdi kredi kullanarak üretimini yapıyor. Özel bankalardan, devlet bankalarından, kooperatiflerden kredi kullanıyor. Bir de üreticilerimiz çok yüksek maliyetle üretimi yapıyor. Yani girdi maliyetlerimiz olağanüstü yüksektir. Bu türlü bir doğal afetle karşı karşıya kaldığımızda o seneyi çiftçi kaybediyor. Yani buradaki üreticilerimiz bu seneyi kaybetti. Artık bu üreticilerimizi önümüzdeki yıl tarımda tutmamız lazım. Tekrar üretmelerini sağlamamız lazım. İşte bu manada bilhassa bankalara, kooperatiflere olan borçlarını uzun vadede faizsiz olarak ertelenmesi olağanüstü ehemmiyet kazanıyor. Bunu sağlamamız lazım” sözlerini kullandı.
‘BU ÇİFTÇİLERİMİZİN NAKLİ TAKVİYEYE GEREKSİNİMİ VAR’
Çok geniş bir alanda 45 bin dekar toprakta bir ziyan göründüğünü vurgulayan Bayraktar, “Çok fazla üreticimiz buradan ziyan görmüş durumda. Tekrar üreticilerimize devletimizin yardım yapması gerekiyor. Yani burada bu çiftçilerimizin nakli dayanağa de muhtaçlığı var diye düşünüyorum. İnşallah ben temenni ediyorum devletimiz bu yaraları saracaktır. Biz de buradaki izlenimlerimizi, kanaatlerimizi Ankara’ya gittiğimizde yetkililerle paylaşacağız. Bu yardımların çiftçimize ulaşması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Hatta gerekiyorsa liderlerimizin bir talebi var, ‘Bu bölge afet bölgesi ilan edilsin’ diye. Afet bölgesi ilan edilmesi de bu bölgede çiftçilerimize yardımları kâfi ölçüde ve süratli bir formda ulaştıracaktır. Bu açıdan da afet bölgesi ilan edilmesi değerlidir. Allah bu türlü bir afeti bir daha göstermesin. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun” dedi.
