MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıldönümü nedeniyle ileti yayımladı.
Bahçeli, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye yapacağı ziyaretin 18 Mart’a denk gelmesi nedeniyle ertelendiğini öne sürerek, “CHP-HDP kavuşması şimdilik sonraki bir tarihe tehir edilmiştir” dedi.
Bahçeli’nin bildirisi şu biçimde:
“TÜRKİYE’MİZ DERİN VE SİNSİ BİR ABLUKANIN HEDEFİNDEDİR”
Türkiye’miz bugünkü ortamda, tıpkı Çanakkale Savaşları’nda olduğu üzere, tıpkı Ulusal Gayret yıllarında yaşandığı üzere, derin ve sinsi bir ablukanın direkt amacındadır.
Çanakkale’de düşmana göğsünü siper eden, Ulusal Mücadele’de zillet ve esarete bağımsızlık onuruyla direnen kahramanlar jenerasyonunun gayret şuuru neyse, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nın duruşu, duyuşu ve deyişi aynısıdır.
Zaman adeta bir ırmak akıp geçse de geçmişin muazzez mirası hak edenlerin omuzlarında, bu mirası fikren ve vicdanen özümseyenlerin yüreğindedir.
Dünle mukayese edildiğinde maruz kaldığımız bugünkü yüksek risk ve tehlikeler daha çetin, daha çetrefillidir.
Nitekim karşımızda taşlaşan ve taşkın bir düzeye ulaşan azgın tehditlerin kökü dışarıda olsa bile, ucu ve uzantıları bıçak üzere içimize dayanmış haldedir.
Bu nedenle vaki tehdit ve tehlikeleri tanım, tefrik ve tefekkür edebilmenin siyasi ve stratejik devası tarihten ders çıkarmak, yaşanmış olaylardan, yaşanması mümkün gelişmeleri yorumlayarak önlem almak, tetikte bulunmaktır.
Kahramanlıklarla dolu Türk tarihi esasen tekerrür eden bir vakıalar zinciridir.
Karşılaşılan yer ve vakit, çatışan öge ve düşmanlar değişse bile emeller birebirdir, yollar benzeridir, işbirlikçiler epey tanıdıktır.
“Su uyur, düşman uyumaz” sözünü binlerce yıldır toplumsal hafızasında taşıyan Türk milleti her ihtimale karşı uyanık ve hazır vaziyettedir.
“ÇANAKKALE SAVAŞLARI ECDADIMIZIN KAHRAMANLIK BERATIDIR”
Çanakkale Savaşları, sebep ve sonuçları ile ibret ve ders alınması gereken; gelecek jenerasyonlara aktarılması kaide olan ecdadımızın kahramanlık beratıdır.
Son bin yılın dünya tarihine damgasını vurmuş olan ve bir elin parmakları ile fakat sayılacak kadar az mevcudiyette bulunan büyük milletler ortasında kuşkusuz ki en önemli mevkii Türk milleti almaktadır.
Ancak tarih her millet için olduğu üzere Türk milleti için de daima başarılarla ihata ve imza edilmiş değildir.
Tarihin kıymeti de, kıymeti de bu gerçekçi anlayış, bakış ve okuyuşla mündemiçtir.
Bin yıldır yaşadığımız Anadolu coğrafyasında var olan doğal ve stratejik tehditleri bilmek, bu topraklarda binlerce yıl daha var olabilmenin anafikrine vasıl olmak demektir.
“BUGÜNÜ ANLAMAK İÇİN ÇANAKKALE’YE ODAKLANMAK GEREKMEKTEDİR”
Tarihi bilmeden bugünü anlamaya, dahası gelecek üzerinde isabetle düşünmeye imkân yoktur.
Kaldı ki bugünü anlamak için Çanakkale’ye, Çanakkale’yi yorumlamak için de bugüne odaklanmak gerekmektedir.
108 yıl evvel kanla, irfanla ve inançla kazanılan Çanakkale Zaferi, Türk milletini yurt edindiği Anadolu topraklarından evvel çıkarmak, sonra da imha etmek üzere yola çıkmış haçlı zihniyetinin hüsran ve kesin bir mağlubiyetidir.
Türk milletinin bin yıllık müddet içinde üç kıtaya açılan vatan coğrafyalarından, 18’inci yüzyıldan itibaren çekilmeye başlamasıyla ortaya çıkan küçülme ve daralmanın son direniş ve nirengi noktası elbette Çanakkale’dir.
Dönemin global güçlerinin, milletimiz en zayıf olduğunu zehabına kapıldığı çalkantılı bir periyotta, başlattığı kanlı ve karanlık operasyon Çanakkale’de örülen muazzam iman duvarına çarpıp dağılmıştır.
Kıyılarımıza tutunan emperyalist mihraklar, bu alçakça teşebbüsten birkaç yıl sonra Sevr ve Mondros ile bir defa daha heveslenmişler, çok şükür tekrar aziz milletimizin kahraman evlatlarınca İzmir’den süpürülüp denize atılmışlardır.
Türk milletinin zaaf anını kolladıkları düzgün bilinen bu şer ve şiddet cephesinin bugün zillete düşmüş siyasi işbirlikçileri kullanarak yeni bir kuşatmayı sahneye koydukları, 29 Ekim 1923 tarihinde yarım kalmış köhne emellerini tamamlamaya çalıştıkları alenen görülmektedir.
BAHÇELİ’DEN CHP’YE HDP TEPKİSİ
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıl dönümünde CHP’nin HDP’yle gaye ve siyasi birliği tesis etmek gayesiyle buluşma ve görüşme planı, hitamında artan ve yaygınlaşan haklı yansılardan ötürü bu sancılı görüşmenin mecburen ertelenmiş olması bize öteki bir izah ve tabir talihi bırakmamaktadır.
Zaferimizin 108’inci yıl dönümünü ve şehitlerimizin aziz anılarını gölgelemek, adeta geçmişin rövanşını almak niyetiyle programlanan CHP-HDP kavuşması şimdilik sonraki bir tarihe tehir edilmiştir.
Bu kere takip edilen kirli metot kaleyi içeriden yıkmak için işbirlikçi güruhu yüreklendirme, gayri ulusal zihniyetlerle gaye ve aksiyon paydaşlığı kurmaktır.
Bu kapsamda siyasi muhalefet Türkiye’nin karşısına geçmiş, milletimizi zillet anaforuna çekmek için dış temaslı yıkım hesabı yapmaya başlamıştır.
Tarihi gerçekler açıktır ki, Türk milletinin üzerinde oynanan hasmane oyunların başlangıcı 20’inci yüzyılın başında Çanakkale’de ayaklar altında çiğnenen stratejik senaryolarda gizlidir.
BAHÇELİ’DEN DİKKAT ÇEKEN LOZAN MESAJI
Günümüzde olup bitenler Lozan’da durdurulan emperyalist komplonun tekrar ve farklı formatlarla Türk milletine dayatılmasından, bir nevi üretilen zehri kızılcık şerbeti diye servis etmekten öbür bir şey değildir.
Zillet ittifakı bu dayatmanın koçbaşı, bu servisin hizmetkarıdır.
Bugün karşımıza tekrar çıkanlar, dün Çanakkale’de ezilenlerdir.
Bugün karşımıza tekrar çıkanlar, dün Ulusal Mücadele’de tepelenenlerdir.
Bugün karşımıza bir kere daha çıkanlar, ana kanındaki bebekleri süngüyle deşen caniler, FETÖ’ye ve PKK’ya siyasi rant ve ikbal uğruna el uzatan çürümüşlerdir.
Doğal felaketlerin enkaz ve yıkımını kaldırmak, derin yaraları sarmak için gayret halinde olan Türkiye’mizi Yeni Yüzyıla taşıyacak olan süper irade Çanakkale ruhuyla tecelli etmiştir.
Bu ruhun harcı istiklal ve istikbal sevdasıyla karılmıştır.
Bu ruhun hakkı cumhurun muazzez iradesi tarafından savunulacak ve dört başı mamur biçimde kavranacaktır.
Bundan hiçbir vatan evladının kuşkusu olmamalıdır.
“Hep Birlikte ve Her Şeyden Evvel Türkiye” ahlak ve azmi Çanakkale’nin feyziyle ulusal varlığı huzur, refah, güvenlik, birlik ve dirlik içinde yükselecek bir gelecek ufkuna cüretle taşıyacaktır.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıl dönümünde doğal felaketlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Çanakkale’de devleşen kahraman neferleri ve aziz şehitlerimizi hürmetle, rahmetle ve şükranla anıyorum.
Ruhları şad, yerleri cennet olsun diyorum.
Hiç unutulmasın ki, Çanakkale sırf bir kentin ismi değil, dünyanın en büyük şehitliğinin de ebediyen tütecek ocağı, lisanlardan hiç düşmeyecek ulu unvanıdır.
Bu şehitlikte tezahür eden ulusal irade ve tarihi emanetler tıpkı bir meşale üzere sonsuza kadar yolumuzu aydınlatacaktır.
