Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul‘da çevreciler ve hayat savunucuları, Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda kömür alanının genişletilmesi için ağaçların kesilmesini protesto etti. İstanbul Tabiat Savunmaları ismine konuşan Bulut Can Okuducu, “Tüm canlılara sonsuz hayat kaynağı olan ormanları korumak ve geliştirmek, anayasal bir mecburilik iken kamunun sermaye ile iş birliği içinde yükselen tüm itirazlara karşın süratle ormanı yok etmesi, açıkça kamunun misyonunu berbata kullanması manası taşımaktadır. Bu kararın altına imza atan kamu görevlilerinden, kararı hayata geçirme buyruğunu verenlerden, LİMAK yetkililerine kadar tüm sorumlular hakkında cürüm duyurusunda bulunuyoruz” dedi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ile IC Holding ortak iştiraki YK Güç’ün kömür maden alanını genişletmek için ağaçları kesmesi bugün İstanbul’da protesto edildi. Kadıköy İskelesi önünde yapılan harekette, “İnsanca hayat için Akbelen’e dokunma” yazılı pankart açılan aksiyonda, “Ormanlar, ırmaklar sermaye değiller”, “Katil LİMAK Akbelen’den defol” ve “Doğanın maliyeti sıfır değildir” yazılı dövizler taşındı.
“Toprağıma, suyuma, Akbelen’e dokunma” ve “Susma, haykır, katliama hayır” sloganı atılan harekette iştirakçi kümeler ismine hazırlanan ortak açıklamayı, İstanbul Tabiat Savunmaları ismine konuşan Bulut Can Okuducu okudu. Bölge halkına yönelik baskıya, gözaltılara ve müdahalelere dikkat çeken Okuducu, şunları söyledi:
“ÜSTÜN KAMU FAYDASI HİÇE SAYILMAKTADIR:
BİR ORMAN ALANI, ANAYASA’NIN BAĞLAYICI KARARINA KARŞIN YOK EDİLMİŞTİR: Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Güç, bilimsel gerçeklere karşın planlı olarak kamuoyunu yanıltarak medyaya geçtiği basın bültenlerinde kendini aklamak için toplam ruhsat alanının 23 bin 307 hektar olduğunu, bunun yalnızca 78 hektarının orman olduğunu, bu ölçünün da orantısal açıdan ‘oldukça küçük’ olduğunu sav etmektedir. Bu durumda, soruyoruz. Yöre halkının ve tüm doğaseverlerin karşı çıkmasına rağmen beşerler ve tüm canlılar için hayat kaynağı olan, içinde ve etrafında zeytin ağaçları ile kaplı bu ‘oldukça küçük’ dediğiniz orman modülünü, insanlığı bekleyen tehlikelere, bilimsel gerçeklere, anayasaya, maddelere ve halka karşın devletin kolluk güçleri aracılığıyla insanlara ve tabiata eziyet ederek kesmekteki gayeniz nedir? Anayasa’nın 169’uncu unsuru açıkça ‘Bütün ormanların nezareti devlete aittir’, ‘Ormanlara ziyan verebilecek hiçbir faaliyet ve harekete müsaade edilemez’ ve ‘Ormanların tahrip edilmesine yol açan hiçbir siyasi propaganda yapılamaz’ demektedir lakin tüm dünya kamuoyunun gözü önünde bir orman alanı, Anayasa’nın bu bağlayıcı kararına karşın yok edilmiştir.
SORUMLULAR VE İHMALİ OLANLAR CEZALANDIRILMALIDIR:
BU ÜLKENİN TOPRAĞINA, SUYUNA SAHİP ÇIKACAĞIZ: İhbar ediyoruz. Tüm canlılara sonsuz ömür kaynağı olan ormanları korumak ve geliştirmek, anayasal bir mecburilik iken kamunun sermaye ile iş birliği içinde yükselen tüm itirazlara karşın süratle ormanı yok etmesi, açıkça kamunun misyonunu berbata kullanması manası taşımaktadır. Bu kararın altına imza atan kamu görevlilerinden, kararı hayata geçirme buyruğunu verenlerden, LİMAK yetkililerine kadar tüm sorumlular hakkında cürüm duyurusunda bulunuyoruz. İstanbul Tabiat Savunmaları ve İstanbul Tarım Platformu bileşenleri olarak Akbelen Ormanı’ndan vazgeçmiyoruz. Ömrü için direnen İkizköy halkını savunuyoruz. Bu ülkenin toprağına, suyuna, ormanına, tabiatına sahip çıkıyoruz, çıkacağız.”
