Prof. Dr. Nihal Sarıer’in ‘Faz değişim gereci içeren bir dokumacılık eseri ve elde etme yöntemi’ isimli buluşu İngiltere Patent Ofisi tarafından kabul edilerek tescil edildi. Hazırladıkları dokumacılık sisteminin ani sıcaklık değişikliklerinde dinamik ısı idaresi yaptığını söz eden Prof. Dr. Sarıer, “Burada temel olarak yapılan şey statik sakin hava ve oradaki malzemelerle korumanın sağlanmasının yanı sıra dinamik ısı idaresinin de gerçekleştirilmesidir” dedi.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) İnşaat Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Nihal Sarıer’in ‘Faz değişim gereci içeren bir dokuma eseri ve elde etme yöntemi’ isimli buluşu kabul edilerek İngiltere UK Patent Ofisi tarafından tescil edildi. Buluşa bahis olan nanokompozit eserlerin; dinamik ısı idaresi yapabilen, etrafın sıcaklık değişikliklerine karşı hassas giysi sistemlerinde, soğuk ve sıcak ortamlardan müdafaa gayeli çadır, battaniye ve dokumacılık eserlerinde, binalarda, otomotivde, uzay endüstrisinde, biyomedikal uygulamalarda, sıcaklığa hassas ambalajlama ve güneş güç panelleri uygulamalarında kullanılma potansiyeline sahip işlevsel dokumacılık eserleri olduğu belirtildi.
Ürünlerde faz değişiminin kıymetinden bahseden Prof. Dr. Sarıer, kullanım alanlarını ve patent süreçlerini anlattı.
“DIŞ ORTAM SICAKLIKLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLERE HASSAS KİMYASALLAR YAHUT DOĞAL MALZEMELERDİR”
Isı idaresi denilen bir olguyla karşı karşıya kalındığını söz eden Prof. Dr. Nihal Sarıer, “Bilindiği üzere gerek günlük yaşantımızda ve giysilerimizde gerekse binaların içerisinde bulunduğumuz süreçlerde hava sıcak olduğunda termal konforumuzun sağlanmasını istiyoruz. Hava soğuk olduğunda da benzeri biçimde üşümemek ve yeniden uygun şartlarda bulunmak istiyoruz. Örneğin kullandığımız giysiler bizi dış ortamdaki sıcaklık değişikliklerinden muhakkak ölçülerde koruyor. Lakin burada temel olarak yapılan şey statik dingin havayla ve oradaki gereçlerle yapılan muhafazadır. Biz buna statik muhafaza ismini veriyoruz. Faz değiştiren gereçler 1960’lı yıllardan itibaren dünyada araştırmacılarının dikkatini çekmiş bir küme kimyasaldır. Bu kimyasallar 500’den fazla çeşittir. Biz bunların organik olanlarıyla çalışıyoruz. Bir kısmı daha evvelden üretilmiş eserler olabiliyor. Bir kısmını da bu patent çalışmasında olduğu üzere kendimiz sentezliyoruz. Bu eserlerin özellikleri dış ortam sıcaklıklarındaki değişikliklere hassas kimyasallar yahut doğal materyallerdir. Örneğin bir kimyasal dış ortam sıcaklığı yükseldiğinde yani sıcaklık 25 derecenin üzerine çıktığında ortamdaki ısıyı bünyesine alıp soğutabiliyor. Münasebetiyle ortam sıcaklığı sabit kalıyor, yani ısınmıyor” dedi.
“TERMAL KONFORUMUZ DEĞERLİ ÖLÇÜDE ARTIYOR”
Sözlerine devam eden Prof. Dr. Sarıer, “Öte yandan ortam sıcaklığı 20 derecenin altına düşerse daha evvel soğuttuğu ısıyı etrafa yayıyor. Böylelikle tekrar ortam sıcaklığı sabit kalıyor. Bunu bir giyside düşünecek olursak; sıcaklığın yükselmesi yahut düşmesi durumunda bu materyallerin giysi sistemlerine uygulandığı şartlarda termal konforumuz kıymetli ölçüde artıyor. Binalar içinde misal şey kelam konusu. Binalarda kışın ısınmak yazın da termal konfor aralığında kalabilmek için klimaları çalıştırıyoruz. Binanın temel olarak kendi statik yalıtımından yararlanıyoruz. Burada da beton yahut gibisi malzemenin izolasyon özelliğinden yararlanıyoruz. Bu faz değiştiren gereçleri içeren kaplamalar, binaların iç yahut dış yüzeyine yapıldığı takdirde bu statik olarak termal izolasyonun sağlanmasının yanı sıra ani sıcaklık değişikliklerinde yeniden bir dinamik ısı idaresi ve marifeti kazandırılmış oluyor. Onun için bu tıp sistemlere, akıllı sistemler deniyor. Şayet yalnızca dokumalara yönelirsek orada da akıllı dokumalar ismini alıyor” diye konuştu.
“ANİ SICAKLIK DEĞİŞİKLİKLERİNDE DİNAMİK ISI İDARESİ YAPIYOR”
Bitkisel yağlardan hareketle faz değiştiren materyal sentezlediklerini anlatan Prof. Dr. Sarıer, “Bu sentezlediğimiz malzemeyi daha sonra ismini elektroeğirme dediğimiz bir prosedürle gözümüzle göremeyeceğimiz incelikte liflerin içerisine hapsettik. Daha sonra ismine nanoağ dediğimiz malzemeyi dokumacılık katmanları ortasına uyguladık, sabitledik ve ondan sonra bu sistemin termal özelliklerini inceledik. Gördük ki olağan izolasyon kapasitesinin yanı sıra hazırladığımız dokuma sistemi ayrıyeten ani sıcaklık değişikliklerinde dinamik ısı idaresi de yapıyor. Yani ısınma olduğunda dışarıdan ısı soğutuyor. Soğuma olduğunda da dışarıya aldığı ısıyı yayıyor” dedi.
“KULLANILABİLİR VE FAYDALI BİR SONUCU OLMASINI İSTİYORUZ”
“DESTEK SİSTEMİ OLUŞTURMUŞ OLUYORUZ”
Bu çalışmanın ekosistem ve insanlık açısından kıymetine de değinen Prof. Dr. Nihal Sarıer, “Örneğin soğuk havalarda termal konforumuzu korumak için dışardan güç almamıza gerek kalmamış oluyor. Soğuk zincir nakliyeciliğinde örneğin bir markete tavuk yahut balık eseri geliyor. Ani bir elektrik kesilmesinde yahut rastgele bir ihmal nedeniyle o eserler bir müddet saklanmaları gereken sıcaklıktan daha yüksek sıcaklıkta bulunabiliyorlar. Biz eserin kendi özelliklerine ve son tüketim tarihine baktığımızda burada rastgele bir yanlışlık olduğunu düşünmüyoruz. Meğer bu besin bozulmaya başlıyor. Ani sıcaklık değişikliği nedeniyle bu soğuk zincir nakliyeciliğinde ambalaj gereci olarak bu tıp materyaller kullanıldığında o ani sıcaklık değişikliğinden gıdayı, ilacı yahut aşıyı korumak için bir dayanak sistemi oluşturmuş oluyoruz” dedi.
