Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük sarsıntıda yaralanarak Yozgat Kent Hastanesi’ne getirilen 32 yaralıdan 26’sının tedavileri tamamlanarak taburcu edilirken, 6 yaralının da tedavileri sürüyor. Adıyaman’ın Turgut Reis Mahallesi’nde 5 katlı apartmanın 1. katında sarsıntıya yakalanan ve yaralı olarak Yozgat Kent Hastanesi’ne sevk edilen Topbaş ailesi, zelzele anını ve kurtarılma süreçlerini anlattı.
“KENDİ GAYRETİMLE ENKAZ ALTINDAN ÇIKTIM”
Çok büyük felaket yaşadıklarını söyleyen baba Seyfettin Topbaş (44), “Adıyaman’dan Yozgat’a geldik. Çok büyük bir felaket yaşadık, Rabbim kimseye bir daha göstermesin. 5 katlı binanın birinci katındaydık. Uğultu sesi ile uyandık. Çocuklar yan taraftaki odaydı. Çocukların bağrışmasıyla birbirimize ulaştık. Annesi iki çocuğumu koltuklarının altına almış, ben de onları geçmişim, tavan aslında tam üstümüze çökmüştü. Kendi gayretimle enkaz altından çıktım. Enkaz altında eşimin sesi geliyordu lakin ulaşamıyordum. Bir buçuk saat kendilerine ulaşmak için gayret verdim. Daima konuşmaya çalıştım teselli vermek için. Etraftan yardım istedim lakin esasen zifiri karanlık, herkes kendi sıkıntısına düşmüş. Moloz altında telefonu gördüm, arayan varmış bizi, yardım istedim. Eş, dost, akraba bayağı bir uğraştık. Birinci evvel eşimi gördüm moloz altında, iki çocuğum da yanındaymış. Küçük çocuğumun kolon beline inmiş. Çocuğun üstündeki yükü kaldırmak için girdim. O kolonu kırdılar, yavaş yavaş çıkardık. Rabbim kimseye bu türlü bir acıyı göstermesin bir daha” dedi.
“MOLOZUN ALTINDA HİÇBİR ŞEY FARK ETMİYORSUN, YALNIZCA SEVDİKLERİNİN SESLERİ SANA TESELLİ VERİYOR”
Anne Ganime Topbaş ise yaşadıklarını gözyaşı içinde anlatarak, “Öncelikle tüm Türkiye’ye geçmiş olsun. Orada tek bir şey var, molozun altında hiçbir şey fark etmiyorsun, yalnızca sevdiklerinin sesleri sana teselli veriyor. Her akrabamın sesi geldikçe bir defa daha cesaretleniyordum. Bana nazaran 15 dakika üzere bir şeydi fakat 3.5 saat kaldık enkazın altında. Biz kurtulduk ancak Adıyaman silindi, geçmişimiz silindi. Göçebe olduk hepimiz. Tekrar de rabbim razı olsun. Burada hekimler, hemşireler, başhekim hepsi bizle çok ilgileniyor. Bizi evimizdeymiş üzere hissettiriyorlar” biçiminde konuştu.
“NEFESİMİ TUTTUM BAŞKALARI DE KULLANSIN DİYE”
17 yaşındaki Ayşin Topbaş da, “Ben bir gürültü ile uyandım, direkt çığlık attım kardeşim, ailem uyansın diye. Sonra kardeşimi çekiştirerek koridora sürükledim. Akabinde zati ben kapıya yanlışsız yöneldim. Sonra başörtüm aklıma geldi geri döndüm, sonra baktım çok şiddetli. Koridora geri döndüğümde annem beni tuttu. Sonra aslında pek hatırlamıyorum, uyandığımızda enkazın altındaydık. Çok makûs sallandı, çok fazla gürültü vardı. Babam birinci çıkmış, babamın sesi geldi. Annem ve kardeşim birebir noktadaydık, babamın sesi geliyordu. Ben bir orta nefes almadım, nefesimi tuttum hatta bari başkaları kullansın diye. Daha sonra amcamların, eniştemin sesini duyunca onlar da yardıma geldiler bizi çıkardılar. Uzaktan bir akrabamız araç ayarladı ve buraya geldik. Hastanedeyiz, tedavi görüyoruz” tabirlerini kullandı.
32 DEPREMZEDE HASTANEYE BAŞVURDU
Yozgat Kent Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Mustafa Kozan, depremzede 32 yaralının tedavi altına alındığını belirterek, “Bütün depremzedelerimize geçmiş olsun diliyorum. Yozgat Kent Hastanesi olarak şu an prestijiyle servislerde 116 tane boş yatağımız var. Birebir formda 12 tane ağır bakımımız hazır halde bulunmakta. Depremzedelerimizin ayakta müracaatları da olmakta. Zelzelenin birinci gününden beri 32 depremzedemiz hastanemize başvurdu. Şu an prestijiyle 6 depremzedemizin servislere yatışı yapıldı. Hastalarımızın genel durumları yeterli, rastgele bir kasvetleri yok, bir gereksinimleri yok. Muhtaçlıklarını bizler hallediyoruz. Depremzedelerimizin her türlü gereksinimlerini karşılayabilecek potansiyele sahibiz” dedi.
