Geçtiğimiz pazartesi sabaha karşı meydana gelen ve 10 ili etkileyen iki zelzelenin akabinde yaralıların kimileri pazartesi gece saatlerinden itibaren İstanbul’a getirilmeye başlandı. İstanbul’a 8 Şubat akşam saatlerine kadar getirilen yaralı sayısı 349’a ulaştı. İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu Demirören Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, yaralı yakınlarını arayan vatandaşların hastanelere gidip tek tek sormak yerine Sıhhat Bakanlığı’nın 184 bağlantı çizgisi ile birinci dereceden yakınları için e-Nabız sistemini kullanabileceklerini kaydetti ve “Her vilayetten İstanbul’da birçok hemşehri var. Beşerler yaralım var, yakınım var, ulaşamıyorum diye bilgi almak istiyorlar haklı olarak. Ancak bunu, hastanelere gitmekten çok, öncelikle bakanlığımızın organize ettiği 184 irtibat sınırı ile sağlayabilirler. Ya da e-Nabız üzerinden birinci derece akrabalarının bilgilerine ulaşabilirler. Şu anda e-Nabız’da birinci derece yakınlarının kayıtlarını rahatlıkla görebilirler. Biz de onları elektronik sisteme işliyoruz zira. Hastanelerde tek tek aramak hastaneler için de insanlarımız için de yorucu” dedi.
“YARALI OLMAYAN ÇOCUKLAR HASTANEYE GETİRİLMEZ”
Öte yandan kimsesi olmayan çocukların hastanelere götürüldüğüne dair yanlış bilgilere de prestij edilmemesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Memişoğlu, “Bakanlığımızın denetiminde ve AFAD’ın uyumunda yaralılar bize geliyor. Yaralı olmayan çocuk yahut erişkin hastanelere gelmez. Şayet çocuk yaralı değilse ve kimsesizse, Aile Toplumsal Hizmetler Bakanlığı vasıtasıyla sahipleniliyor ve durumu yönetiliyor. Bize yaralı olmayan hiçbir çocuk gelmez. Sahipsiz çocuk da gelmez. Zira Aile Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü daha zelzele bölgesindeyken çocuğu sahipleniyor. Yaralı gelen çocukların ise şayet yakını yoksa yanında, biz yeniden Aile Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü’ne bildiriyoruz ve onlar çocuk hastanedeyken süreci takip etmeye ve takviye vermeye başlıyor” diye konuştu.
“TABURCU OLDUKTAN SONRA İSTANBUL’DAKİ OTELLERDE AĞIRLANACAKLAR”
Prof. Dr. Memişoğlu, İstanbul Valiliği’nin koordinesinde, yaralı ve yakınlarının hastaneden taburcu olduktan sonra da İstanbul’daki oteller ve çeşitli tesislerde konuk edilerek barınma gereksinimlerinin da sağlanacağını kaydetti. Zelzele bölgesinden getirilen yaralının hastaneyi “sadece tedavi olacağı bir yer, hasta odası” olarak değil, “yuvasıymış” üzere hissetmesi için uğraştıklarını söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, hastane sonrası süreci de şöyle anlattı: “Diyelim ki yaralı taburcu oldu tamam. Fakat meskeni yok. Refakatçisi ile gelmiş. Biz onların, barınma muhtaçlığını da karşılıyoruz. Valilikle koordineli bir halde otellerimizde konuk ediyoruz. Turistik oteller bu mevzuda İstanbul’da Covid pandemisinde hakikaten çok düzgün bir imtihan vermişlerdi. O nedenle taburcu olan yaralılarımızla refakatçilerinin de kesinlikle barınma planlamaları yapılıyor. Gelen yaralılar yalnızca tıbbi tedavi hizmeti değil, toplumsal olarak da destekleniyor. Çocuk hastalarımızla ilgili de Aile Toplumsal Hizmetler’i bilgilendirerek koordineli çalışıyoruz. Çocuğun tüm gereksinimlerini büsbütün hastanemizden karşılıyoruz. Onların yalnızca tıbbi tedavilerini almalarını değil, kendilerini yuvalarındaymış üzere hissetmelerini sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“NAKLEDİLECEKLERİ HASTANELER YARALININ DURUMUNA NAZARAN BELİRLENİYOR”
Yaralıların İstanbul’a Türk Silahlı Kuvvetlerinin hasta taşıyabilecek kabiliyette büyük kapasitedeki uçakları, Sıhhat Bakanlığı’nın jet diye bilinen ambulans uçakları ve daha hafif yaralıların da Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin uçaklarla taşındığını vurgulayan Prof. Dr. Memişoğlu, “Bütün yaralılarımız uçakta sıhhat vazifelileri eşliğinde getiriliyor. Hastanın durumuna nazaran triyaj dediğimiz planlaması bize bildiriliyor. İndikten sonra da havaalanında tekrar kıymetlendiriyoruz, o hastanın o andaki durumuna ve en uygun hastaneye nazaran naklini sağlıyoruz. Nakilden sonra hastanenin içinde de birinci etapta yaralımızın durumu tekrar bedellendiriliyor ve uygun serviste takip edilmek üzere yatırılıyor. Bu mevzuda da bütün hastanelerde planlama yapıldı. Yataklar ve ağır bakımlar yaralılara nazaran rezerve edildi” halinde konuştu.
“35’TEN FAZLA HASTANEYE YATIRILDI”
Depremin birinci olduğu dakikalardan itibaren İstanbul’daki bütün üniversite, kamu ve özel dal hastanelerinin yöneticileriyle acil toplantı yapıldığını ve her şeyin planlandığını aktaran Prof. Dr. Memişoğlu, “İlk etapta İstanbul’daki 47 bin yatağın 3 bin 200’ünü zelzeleden gelecek yaralılara tahsis edilecek biçimde planladık. Şu anda bütün bu hastanelerimize hasta göndermeye devam ediyoruz. 35’in üzerinde hastanemizde (özel, kamu, üniversite fark etmez), hastalarımız var. Yalnızca Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi değil, Cemil Taşçıoğlu’nda da var, Şişli Etfal’de de var, Yasal Sultan Süleyman’da da var, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma’da da var” diye konuştu.
“SAYILAR ANLIK DEĞİŞİYOR”
AFAD ile koordineli biçimde bölgeye sıhhat işçisi, UMKE grupları, konteyner hastane, 80 adet ambulans, 15 TIR ile yiyecek ve tıbbi gereç gönderildiğini anlatan Prof. Dr. Memişoğlu kelamlarını şöyle noktaladı: “Tüm bu işleri AFAD uyumuyla yapmakta yarar var. Zira kimin nerede, neye gereksinimi var, bu uyumu yapmadığınızda o gücünüz boşa gidiyor. İstanbul’a gelen yaralı sayımız da daima değişiyor. 8 Şubat akşam saatleri prestijiyle 349 yaralı geldi, bunlardan 76’sını taburcu ettik. Meskene yerleşme gereksinimi varsa onu da gerçekleştirdik. 26 hastamız ağır bakımda yatıyor. Öteki hastaların da yataklı servislerde tedavileri devam ediyor lakin sayılar her dakika her an değişebiliyor.”
İSTANBUL’A GETİRİLEN YARALI DEPREMZEDE SAYISI 686 OLDU
Enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları tüm süratiyle sürerken, enkaz altından kurtarılan 209 yaralı, tedavilerinin sürdürülmesi için İstanbul’a getirilmişti. Bu sayı 686’ya çıktı. Kamu, özel ve üniversite hastaneleri olmak üzere 64 hastanede tedavi edilen 686 yaralı depremzededen 262’si taburcu edildi.