Muğla’nın Milas ilçesinde YK Güç’ün madencilik faaliyetleri için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı çıkan İkizköylüler ile Hatay’ın Dikmece köyündeki zeytinlik topraklarına ivedi kamulaştırma kararı verilen Dikmece köylüleri ve çevreciler, TBMM’de CHP’nin küme toplantısına katıldı. Köylüler yanlarında getirdikleri zeytinleri ve cevizleri küme sıralarına koydu. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun küme konuşmasını yapmadan evvel İkizköylü Necla Işık’a kelam verdi.
“ANAYIZ ZİRA ANAYIZ”
Kürsüye çıkan Işık, Akbelen Ormanı’ndan topladığı çiçekleri göstererek, şunları söyledi:
“Meclis bugün Akbelen için toplandı. 4 yıldır bir çaba, 4 yıldır bir haykırış, tüm canlılar için, toprak için, hava ve su için canımızdan can gidiyor dedik, 4 yıldır. ‘Akbelen Ormanı yaşasın, yaşatmaya devam edeceğiz’ dedik. Ne yazık ki 16 gündür çok büyük katliam yaptılar Akbelen Ormanı’nda. Yalnızca çamları değil içindeki kuşundan, kurduna, domuzundan, börtü böceğine, yöre halkına, dışarıdan dayanağa gelen, marjinal diyorlar ya aslında bizlere diyorlar. Bizlermişiz marjinal. Köylülermiş. Toprağımızı savunduğumuz için terörist de olduk, vatan haini de olduk, marjinal de olduk. Oluruz. Toprağımız için hepsi oluruz. Üreticiyiz, çiftçiyiz zira. Anayız zira anayız. Yalnızca çocuklarımızın anası değiliz toprağın anasıyız. Her bir bitkinin, coşkun akan derelerin, içinde öten ormanın anasıyız. Olmaya da devam edeceğiz.
Muğla’yı alamadığı için denizinden toprağına, dağından taşına, ormanına çok büyük bir baskı var. Yok etme baskısı. Ancak biz en başta köylüler olarak kendimizi siper ettik. Taşımızı dahi vermeyeceğiz dedik, bu aç gözlü beşli çetelere. Sizin de dediğiniz üzere. Vermeyeceğiz. Biz hiçbirimiz bu dünyanın sahibi değiliz. Bizden öncelikler de vardı, cetlerimiz da vardı. Bizler bu dünyada yalnızca kiracıyız, gelip geçiciyiz. Bugün varsak, yarın yokuz hepimizin olduğu üzere. O yüzden buranın sahibiymişiz üzere davranmaktan vazgeçelim. Paranın esiri olmaktan vazgeçelim artık, zira tabiatımız gidiyor, tüm canlıların, topraktan tutun, bitkisinden tutun insanına hayvanına kadar. Hepsinin en temel hakkı olan sularımız gidiyor, coşkun akan derelerimiz gidiyor.”
“EVİN YANINA KARAKOL DİKTİLER”
Işık, bir avuç köylü olarak 4 senede çok büyük şeyleri başardıklarını kaydederek, “24 Temmuz Pazartesi günü o denli bir örgütlü gelmiş ki bu kötülük, başta jammer koydular. Sesimizi kimseye duyuramayalım diye. Konutumuzun yanına karakolu diktiler, 5 tane TOMA diktiler. Siz gördünüz mü bir küçücük köyde 5 TOMA ne arar? Biz ne kaygısındayız, biz toprağımızın derdindeyiz” dedi.
“MUĞLA İŞGAL ALTINDA”
Işık, verdikleri çabanın artık vatan problemi haline geldiğini belirterek, “Toprağımızın her karışı adım adım işgal altında. Biz değiliz işgalciler, işgalcilerin kim olduğu ortada. Devlet gücünü, askeriyeyi bize karşı kullanarak, coplayarak, biber gazıyla 15 yaşındaki çocuklarımızın ve 90 yaşındaki ninelerimizin gözlerine biber gazları sıkıldı. Neydi kaygıları, Akbelen Ormanı’nı almak. Niye, maden için. Kıymet mi? 2,5 yıl olsun, 4 yıl olsun. Kıymet mi? Sağlığımızdan olduğumuz yetmiyor mu 40 yıldır? Muğla’nın yüzde 69’u ormanları madenlere ruhsatlı. Muğla’nın her yeri aslında işgal altında” diye konuştu.
“GEREKİRSE ÖLÜRÜZ”
Halen uğraşlarının devam ettiğini belirten Işık, “Parti ayırmaksızın bütün vekillerin Akbelen’e akın etmesini, gerekirse orada bütün ağaçlara, toprağa yatalım. TOMA’ların önüne bir arada yatalım. Biz orada vekillere olan işkenceyi de gördük. Avukatlarımızın gözaltına alındığını da gördük. Ne kaldı biliyor musunuz? Bir mahpusa girmediğimiz, bir de ölmediğimiz kaldı? Mahpusa de gireriz, gerekirse bu vatan için de ölürüz. Ölürüz de toprağımızı, köyümüzü maden canavarına teslim etmeyiz bu saatten sonra” dedi.
