Meriç Nehri‘nde kuraklık alarmı: Köpeğin ırmağı yürüyerek karşıya geçmesi görenleri hayrete düşürdü
EDİRNE – Edirne‘nin kıymetli su kaynaklarından olan Meriç Irmağı’nın debisi, hava sıcaklıklarının da artması ile birlikte son 3 ayda yaklaşık yüzde 50 düştü.
Sıcak havalar ırmaklardaki su düzeyini de etkiliyor. DSİ datalarına nazaran, Meriç Irmağı’nın Kirişhane mevkiinde nisan ayında 95 metreküp/saniye olan su düzeyi, temmuz ayında yapılan ölçümde 53 metreküp/saniyeye düştü. Edirne‘de kışın taşkınlarla, yazın ise kuraklıkla gündeme gelen Meriç Irmağı’ndaki su düzeyinin düşmesi halkı endişelendiriyor. Su düzeyinin azalmasına bağlı olarak ırmağın ortasında adacıklar, taşlar ve ağaç kütükleri gün yüzüne çıkarken, bir köpeğin ırmak üzerinde yürüyerek karşıdan karşıya geçmesi görenleri hayrete düşürdü.
“Bir gün bu su akmayabilir”
Meriç Irmağı’nın Edirne için çok kıymetli olduğunu belirten coğrafya öğretmeni Gamze İmrak Boztuna, ırmaktaki su düzeyinin azalmasının her manada bölgedeki yapıyı etkilendiğini vurgulayarak, “Meriç Irmağı geçmiş periyotta de çok değerli bir yere sahiptir. Bu bölgede yaşayanlar olarak bizler de bunun farkındayız. Edirne’nin son 50 yıllık bilgilerine baktığımızda sahiden de yağış döngüsünün çok değiştiğini ve azaldığını gördük. Bu da hepimizi etkileyecek bir durumdur. Bu ırmak pirinç tarımı için çok kıymetli bir ırmaktır. Birebir vakitte burada bir ekolojik sistem döngüsü olduğu için ırmakta bir canlı hayatı da var. Balıklardan tutun da kurbağalara kadar burası bir sucul ekosistem. Bizim bunu kaybetmemiz demek natürel ki ekosistemsel olarak da hayli büyük bir değişimi meydana getirecektir. Tabiatın lisanından konuşup onu anlamamız gerekiyor. Tabiatın bize verdiklerini ona vermemiz gerekiyor. Doğayı kirletmeden uyumlu çalışmak zorundayız. En büyük mesajım da şu olacak; suyu her açtığımızda bir defa daha düşünmeliyiz ki bir gün bu su akmayabilir. Bu farkındalık ile ilerlememiz gerekiyor. Damlaya damlaya yok olur. O yüzden bir damla demeyelim ve bir yerde bir su patlağı gördüğümüzde ya da boşa akan bir çeşme gördüğümüzde kapatabiliriz. Bunları küçük bir tedbir olarak görebilirisiniz lakin bunu milyona vurduğunuzda sahiden çok büyük bir etken olacaktır. Ziraî kuraklıkla çabayı bizim çağdaş sulama tekniği dediğimiz damla sulama ile yapmalıyız. Şayet bir eserin artık suya gereksinimi yok ise artık sulamamalıyız. ya da daha çağdaş usullere geçmeliyiz. Türkiye bir Akdeniz ülkesi olduğu için kuraklık riski olan bir ülkedir. Bize çölleşme ve kurak çok uzak değildir. Biz bir orta nesil ülkesiyiz. Hepimiz elimizi taşın altına koyup her manada tedbir almalıyız” dedi.
“Artık kara kesimleri ve toprağı da görür olduk”
33 yıldır Edirne’de yaşadığını tabir eden emekli vücut eğitimi öğretmeni Şengün Yıldız, Meriç Irmağı’nda eski derbilerin olmadığını belirterek, “Maalesef iklim koşullarına bağlı global ısınma çok arttı. Ülkenizde ve yurtdışında yaşanan bu sıcaklıklar da suların çekilmesinde büyük etken oldu. Sularımızı gereğince ekonomik kullanmazsak daha da kuraklık çekeceğiz. Bir köpeğin yürüyerek Meriç Irmağı’nı geçmesi şimdiye kadar görülen bir şey değildi. Vatandaşlarımızın suları daha dikkatli kullanması gerek. Çiftçilerimizin de hasadı, ekimi ve dikimi, her şeyi su ile oluyor. Onlara dayanak vermek ismine suyu olabildiğince daha ekonomik kullanmak gerekiyor. Araç yıkama konusunda bile daha tasarruflu davranmalıyız. Bu bahiste üstümüze düşen çok misyon olduğu için herkesi su kullanma konusunda daha ekonomik ve tasarruflu olmaya davet ediyorum. Meriç Irmağı’nı daha evvel hiç görmedim. Bulgaristan‘da baraj kapakları açıldığında evvelce taşkınlarla gündeme gelirdi ancak ben Bulgaristan baraj kapaklarını açmasa bile bundan daha uygun ve daha ağır bir su düzeyi görüyordum. Şu anda göründüğü üzere artık kara kesimleri ve toprağı da görür olduk. Bu durum Edirne’miz için yüz akı değil. Çok sıkıntı kurallar bizi ve çiftçilerimizi bekliyor. Çiftçilerimiz üretemezse bizler aç kalırız” diye konuştu.
“Böyle giderse her yerde adacıklar çıkacak ve ırmak diye bir şey kalmayacak”
Edirneli Can Hıdır, her vakit Meriç Irmağı’nda su üstünde olduğunu ve balık tuttuğunu anlatarak, “Burada bizim de kayığımız var, insanları gezdiriyor ve balık tutuyoruz. Bu sene çok büyük bir kuraklık olduğu için kuyularda bile artık suyumuz kalmadı. Diz kapaklarına kadar su var. Bulgaristan da baraj kapaklarını açmadığı için kuraklık yaşanıyor. Kapakları açsalar bu türlü olmayacak. Suyumuz yok artık. Bu türlü giderse her yerde adacıklar çıkacak ve ırmak diye bir şey kalmayacak” halinde konuştu.
“Gelecek jenerasyonlar bu ırmağın büsbütün kuruduğunu görmemelidir”
Gelecek jenerasyonların Meriç Irmağı’nın büsbütün kuruduğunu görmemesi gerektiğini söyleyen Ferit Boztuna, “Küresel iklim değişikliğiyle birlikte hem hava sıcaklıklarının artması hem de çok kuraklık insan, hayvan ve her türlü bitki hayatını olumsuz etkiliyor. Gelecek kuşaklar bu ırmağın büsbütün kuruduğunu görmemelidir. Bu sorun ise bizim bugünden itibaren alacağımız tedbirlerle olacaktır. Bizler de tabiatın bir kesimiyiz. Münasebetiyle tabiatta var olan bütün canlılara yeteri kadar gereken değeri vermek zorundayız. Geleceğe hoş bir tabiat, etraf bırakmak bizim temel maksadımız ve ideolojimiz olmalıdır” sözlerini kullandı.
İnsanların artık kuraklığı görmesi gerektiğini söz eden vatandaşlardan Necmettin Kanolan, daha dikkatli olunmasını gerektiğini ve kuraklık nedeniyle bir köpeğin ırmakta dizlerine kavuşan suyla karşıdan karşıya geçtiğini söyledi.
