Uzmanların yaptıkları açıklamalara nazaran Alzheimer çoğunlukla yaşlılıkta karşılaşılan bir hastalıktır. 80 yaşın üzerindeki her altı bireyden birinde görülür, 65 yaşın altındaki şahıslarda ise yüzde 5 oranında ortaya çıkar. 30’lu ve 40’lı yaşlarda bu hastalığa yakalanan kişi sayısı çok azdır. Genç yaşta Alzheimer’a yakalananlarda saptanan, yakın akrabaların da erken başlangıçlı hastalığa sahip olmasıdır.
Dünyada 55 milyon insanın demansla yaşıdığını belirten İngiliz Alzheimer Derneği’nin datalarına nazaran 2050’de bu sayı 139 milyona ulaşabilir. İşte bu noktadan yola çıkan İngiliz tıp insanları, Alzheimer’ın kan testinden tespiti üzere erken teşhise dair pek çok araştırmaya imza atıyor.
Alzheimer’ın belirtisi olan demansı engellemek mümkün mü…
Konuya yönelik araştırma yapan tıp dünyası, her üç demans hadisesinden birinin ömür usulü değişiklikleri ile önlenebileceğini ortaya koyuyor. Ömür üslubunun yanı sıra şu unsurlar de demansı engellemek ismine değer taşıyor: “Orta yaşlarda işitme kaybını tedavi etmek, uzun mühlet eğitim almak, sigarayı ve çok yemeyi bırakmak, erken depresyon tedavisi, faal hayat, toplumsal etraf ile vakit geçirmek, tansiyonu dengelemek ve Tip 2 diyabet geliştirmemek.”
Kalıtsal bir rahatsızlık mı?
Alzheimer’lı bir ebeveyne yahut kardeşe sahip olmak hastalığa yakalanma riskini artırır ancak kesin bir mümkünlük yaratmaz. Tıpkı, Alzheimer’dan etkilenmemiş bir ailenizin olmasının bu hastalığa yakalanmayacağınız manasına gelmediği üzere.
